Birkaç günlüğüne Alanya’ya kaçtım. Ne planım vardı ne de hedefim. Sadece biraz uzaklaşmak istedim. Denizin kokusu, rüzgârın tenimdeki teması ve her akşam değişen gökyüzü… Hepsi beni biraz daha kendime getiriyordu.
Son gece, yalnız kalmak istemedim. O küçük pansiyon odasında, beyaz nevresimlerin arasında bir başıma yatmak istemedim. O yüzden interneti açtım. Sayfalar arasında gözüm takıldı: Escort Alanya – Zeynep.
Fotoğrafı sadeydi. Aşırı bir şey yoktu. Kısa bir açıklama: “Sessizliği konuşmaya çevirebilecek biri arıyorsan buradayım.” Cümle basitti ama etkileyiciydi. Aradım. Sesi telefonda sakindi. Adresimi verdiğimde “Geldiğimde şarap aç, beyaz olsun,” dedi.
Kapıyı açtığımda gülümsedi. Ne abartılı makyaj ne de dikkat çekici bir kıyafet. Sanki beni çok önceden tanıyormuş gibi içeri girdi. Ayakkabılarını çıkardı, saçlarını ensesinden topladı ve “Güzel bir gece olsun, sadece bizden ibaret,” dedi. Şarabı iki yudumda bitirdi, sonra benim yanıma geldi. Konuşmadık fazla. Onunla olmak, sadece tensel bir paylaşım değildi. Yanımda birinin varlığına izin vermek gibiydi.
Zeynep’in dokunuşları aceleci değildi. Her hareketi, bir cevaptan çok bir soruydu. Beni anlamaya, çözmeye çalıştı. Sadece zevk değil, anlam arıyordu. Ben de ona karşı dürüst oldum. O anlarda geçmişi düşündüm, kaçtığım şehirde bıraktıklarımı, yapamadıklarımı… Ve belki de ilk kez gerçekten “orada”ydım.
Escort Alanya Zeynep, bir gecelik bir karşılaşmadan çok daha fazlasıydı. Sessizliğimi konuşmaya, yalnızlığımı paylaşıma dönüştürdü. O gece onu çağırmamın nedeni yalnızlıktı; ama sabaha karşı ayrıldığında geriye kalanın adı yakınlıktı.