Temizlik onun için bir takıntıydı. Evi neredeyse hastane gibi steril, lavanta ve okaliptüs kokuları birbirine karışmıştı. Halılar yeni yıkanmış, çarşaflar mis gibi ütülü. “Ayağını sürmeden gir lütfen,” dedi gülümseyerek. Bu detaycılık bana önce mesafeli gelmişti ama birkaç dakika içinde o kuralların aslında onun kendini koruma biçimi olduğunu anladım.
İlanını basit bir sitede görmüştüm: Alanya Escort Selin. Fotoğrafları aşırı filtreli değildi. Açıklama kısmı net ve saygılıydı. Tam da bu yüzden aramıştım.
İlk görüşmemizdi ama evi ilk kez gelinmiş gibi değildi. Her şey düzenli, her şey yerli yerindeydi. Kendisi de öyleydi. Üzerinde sade bir elbise vardı; ten rengi çorap, zarif bir topuz ve minimal makyaj… Selin, bedenini sergilemekten çok anlatmak isteyen biriydi. Konuşurken ellerini hep göz hizasında tutar, ne anlatmak istediğini kelimelere değil; bakışlara yüklerdi.
Onunla birlikte olmak, klasik bir “escort deneyimi” değil; bilinçli bir yakınlık yaşamak gibiydi. Ön sevişme uzundu, sabırlıydı. Vücudu kadar zihnini de açmaya istekliydi. Onunla geçirdiğim zaman, sadece fiziksel bir ihtiyaç değil; uzun süredir eksikliğini hissettiğim bir temasın yerine konmasıydı.
O gece sonrası telefonumda ne bir mesaj kaldı ne de çağrı. Sadece hatırladıkça içimi ısıtan küçük detaylar: Kapıyı açarkenki gülümsemesi, kokusunun perdeye sinen izi, ve çay demlenirken mutfaktan gelen sesi.
Alanya Escort Selin’le tanışmak, sıradan bir gece arayışını alışılmadık bir bağa dönüştürdü. Ve o geceyi hatırladıkça, hâlâ aynı lavanta kokusunu duyar gibiyim.